reklamlar

haberler

manşet haberler

Personel Sağlık Personeli Sağlıkçılar PersonelSaglik.NET

7 Mart 2018 Çarşamba

KPSS'de sanık sayısı 3 bini geçti

 KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki oturumuna ilişkin sorularının sınav öncesinde sızdırılmasına ilişkin bugüne kadar 3 bin 155 kişi hakkında dava açıldı.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2010 KPSS sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturması sürüyor.

Soruşturma kapsamında daha önce 2 bin 398 kişi hakkında dava açan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, geçen günlerde 757 kişi hakkında daha ayrı ayrı iddianame düzenledi.

İddianamelerde şüphelilere, "Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi olmak", "kamu kurum ve kuruluşları zararına zincirleme dolandırıcılık" ve "resmi belgede zincirleme sahtecilik" suçlamaları yöneltildi ve şüpheliler hakkında 14 yıl 9'ar aydan 36'şar yıla kadar hapis cezası istendi.

Son iddianamelerin kabulüyle birlikte Temmuz 2010'daki KPSS'ye ilişkin dava sayısı 2 bin 579, şüpheli sayısı ise 3 bin 155 olacak.

2010 KPSS'nin Eğitim Bilimleri testine yönelik bu soruşturmanın ardından savcılık, aynı sınavın Genel Kültür ve Genel Yetenek testi sorularının sızdırılmasına ilişkin soruşturmaya ağırlık verecek.

Yaklaşık 500 dosya karara bağlandı

Öte yandan soruşturma dosyalarının gönderildiği Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi, şu ana kadar yaklaşık 500 davayı karara bağladı.

Bunlar arasında ÖSYM Soru Hazırlama Biriminde görevli 3 kişinin "silahlı terör örgütü üyesi olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık" suçlarından 14 yıl 3'er ay hapis cezasına çarptırıldığı dava da bulunuyor.

Mahkeme, şu ana kadar karara bağladığı dosyalarda, soruları elde ettiği belirlenen sanıkları "silahlı terör örgütü üyesi olmak" suçundan 6 yıl 3 ay ve "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan 3 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum etti.

Mahkemenin, dava konusu KPSS sonucuyla kamuda işe başlayanları "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına zincirleme dolandırıcılık" suçundan da cezalandırdığı dikkati çekerken, bu sanıklar, aldıkları toplam maaşlarının iki katı kadar adli para cezasına da çarptırıldı.

Atılı suçu işlemediğine kanaat getirilen kimi sanıkların ise beraatlarına hükmedildi.

KPSS operasyonlarının geçmişi

KPSS'nin 10 Temmuz 2010'daki sorularının sınavdan önce sızdırıldığına ilişkin olarak Yalvaç ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılıkları, sınavdan sonraki günlerde ayrı ayrı soruşturma başlatmıştı.

Isparta'da jandarma, soruların elektronik posta ile kendisine geldiği belirlenen Baki Saçı'nın da arasında bulunduğu bazı kişileri gözaltına alınmış, bilgisayarlarına el konulmuştu.

Ankara'da da dönemin Memur Suçları Soruşturma Bürosu savcısı olan, daha sonra Ankara Cumhuriyet Başsavcıvekilliğine getirilen savcı Şadan Sakınan, soruların sızdırıldığı haberlerini ihbar kabul ederek, soruşturma açmıştı.

Isparta'daki soruşturma dosyası ilerleyen süreçte Sakınan'daki dosya ile birleştirilmişti.

Ancak 2014'e kadar dosyayı elinde tutan ve darbe girişiminden sonra firar eden Sakınan ne herhangi bir şüpheli hakkında dava açmış ne de takipsizlik kararı vermişti.

Sakınan'ın Trabzon'a savcı olarak atanmasının ardından 2014'te soruşturma dosyası iki kez daha savcı değiştirmiş, ardından Savcı Yücel Erkman soruşturmada görevlendirilmişti.

Erkman'ın Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçları Soruşturma Bürosunda görevlendirilmesiyle KPSS dosyası da terör suçları kapsamında yürütülmeye başlanmıştı.

KPSS'ye yönelik ilk operasyon 23 Mart 2015'te düzenlenmişti. Savcı Erkman, soruşturma sonucunda ilk davayı da Aralık 2015'te açmıştı.

İddianamede, sınav sorularının FETÖ/PDY mensuplarınca sızdırıldığı ifade edilmiş, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in, örgüte bağlı kadroları kamu kurumlarına yerleştirmek suretiyle devleti ele geçirmeyi hedeflediği belirtilmişti.

Toplam 230 kişi hakkında düzenlenen iddianamede, sınav sorularının, muhatapları için menfaat niteliğinde kamu malı sayıldığı kaydedilerek, soruların sınava kadar açıklanması, paylaşılması, kullanılması yasaklanan gizli bilgiler olduğu ve ekonomik değer taşıdığı vurgulanmıştı.

İddianamede, soruları sınavdan önce örgütlü olarak elde eden adayların kamuya ait malı kamuyu aldatarak ve haksız şekilde edinerek kullandıkları ve haksız başarı elde ettikleri, bunun sonucunda ÖSYM'nin zarara uğradığı da anlatılmıştı.

Sorular nasıl dağıtıldı

İddianamede, 10 Temmuz 2010'da, KPSS Eğitim Bilimleri, KPSS Genel Kültür ve KPSS Genel Yetenek alanlarında gerçekleştirilen 3 ayrı sınav öncesinde, sınav sorularının, Ankara Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneğinde ofis elemanı şüpheli Berat Koşucu tarafından, Yalvaç’ta kuyumculuk yapan Süleyman Mustafa İnanıcı aracılığıyla, o dönem Yalvaç’ta ikamet eden Baki Saçı'ya e-mail yoluyla gönderildiği belirtilmişti.

Buradan hareketle açılan soruşturmada, sınavlarda usulsüzlük yapıldığı ve soruların sınav öncesinde aralarında irtibat bulunan kişiler tarafından elde edildiği ve paylaşıldığının anlaşıldığı ifade edilen iddianamede, şu bilgilere yer verilmişti:

"Olayın sadece yerel ölçüde kalmadığı, soruların bu şahıslar haricinde sınava giren birçok adaya da örgütlü bir şekilde ulaştırıldığı, şüpheli konumunda bulunan kişilerin birlikte hareket ettikleri, bu birlik ve beraberliğin tesadüflerden ibaret olmadığı ve birçok ortak noktalarının olduğu, dosya kapsamında bulunan şüpheli, tanık ve müşteki ifadeleri, dijital veri incelemeleri, bilirkişi raporları ve dosya kapsamındaki diğer delillerle birlikte tespit edilmiştir. Elde edilen tüm delillerin değerlendirilmesinde, eylemlerin hiyerarşik ve örgütlü bir biçimde gerçekleştiği anlaşılmıştır."

Diğer davalar

KPSS soruşturmaları kapsamındaki ikinci davada 51 sanığa aynı suçlamalar yönelirken, üçüncü davada ise ÖSYM'nin soru hazırlama biriminde görevli 3 kişi sanık olarak gösterilmişti.

KPSS'ye ilişkin dördüncü davada 100, beşinci davada 91, altıncı davada 3 sanık, yedinci davada da 102'si asker eşi 105 sanık bulunuyordu.

Başsavcılık, toplu açılan bu davaların ardından 2 bin 572 kişi hakkında tek tek dava açtı.

Bazı şüphelilerin FETÖ mensuplarının şifreli haberleşme uygulaması ByLock'u kullandığı, FETÖ elebaşının talimatının ardından Bank Asya hesaplarında artış olduğu ve FETÖ şüphelileriyle HTS kayıtlarının bulunduğu bilgisine de iddianamelerde yer verilmişti.

Davalara Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor.

14 Şubat 2018 Çarşamba

E-Devlet Alt-Üst Soy bilgisi sorgulama sayfası açıldı

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1800'lü yıllara ve ondan önceki tarihe kadar uzanacak üst soy bilgilerinin TC kimlik numaralarıyla ilişkilendirilmesi için çalışma yürütüyor.İstanbul, Hatay gibi illerden bulunan Osmanlı arşivlerindeki belgeler kamyonlarla Ankara'ya getirildi. Osmanlıca 320 milyon evrakın taranmasına başlandı.

737 BİN KİŞİ SORGULAMA YAPMIŞTISorgulama sayfası ilk aktif olduğunda 737 bin 237 kişi aile üyelerinin izini sürdü, 330 bin belge alındı.SADECE KENDİNE AİT BİLGİÜretilen belgelerde kişilerin yalnızca kendilerine ait alt ve üstsoy bilgileri yer alıyor. Belgelerde, 6698 Sayılı 'Kişisel Verilerin Korunması Kanunu' gereğince kardeşler gibi yan soylarına ait bilgiler ise e-Devlet üzerinden paylaşılmıyor.Ayrıntılar geliyor...

25 Ocak 2018 Perşembe

İŞKUR Müdürü 400 TL destek verileceğini belirtti

Çalışma ve İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, çalışan kadınların sanayi kuruluşlarında iş gücüne katkı sağlamak için bazı teşvikler getirdiklerini belirterek "Çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak" dedi.

Bir dizi ziyaret ve toplantılara katılmak üzere beraberinde İŞKUR Destek Hizmetleri Daire Başkanı Fahrettin Kaya ile birlikte Rize’ye gelen İŞKUR Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, ilk olarak İŞKUR İl Müdürlüğü'nü ziyaret etti. İl Müdürü Hasan Kiraz ile görüşen Uzunkaya, ardından 53 Gazeteciler Derneği'ni ziyaret ederek çalışmaları hakkında bilgi verdi, açıklamalarda bulundu.

Türkiye’nin ve dünyanın en büyük sorununun işsizlik olduğuna vurgu yapan Uzunkaya "İstihdama yönelik meslek kuruluşları 4 kez toplandı. Burada alınan kararlarla eğitim ve iş gücü, piyasa, nitelikli eleman yetiştirilmesi ve 2017 yılı değerlendirilmesi yapıldı. Rize açısından nasıl geçtiğini, neler yaşandı bunları değerlendirdik. Rize Üniversite mezunu kadınların en yüksek istihdam sağlandığı il olarak göze çarpmakta. Türkiye olarak kadın istihdamında en yüksek başarıyı gösterdik. 2017 yılında 1 milyon 57 bin 249 kişiye istihdam sağladık. 2018 yılına daha geniş kapsamla girmiş bulunmaktayız. Geçtiğimiz yıl teşvikler ilgi ve alaka gördü. Kadınlarımızın sanayi kuruluşlarında iş gücüne katılımının sağlanması için bazı teşvikler getirdik ve çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak” diye konuştu.

Uzunkaya, her iş ve işçi için 773 TL teşvik verildiğini belirterek “Bunu 883 TL'ye çıkardık. Bu kapsamda teşviklerimiz 2 bin TL'ye kadar çıktı. 54 TL olan harçlığı 61 TL'ye çıkardık. Küçük esnaf ile ilgili olarak imalatta ustalık belgesi alanlara 1 ay iş yeri diğer aylarda ise İŞKUR ücret ödeyecek. Kurs süreleri 8 ay olarak belirlendi ve bu süre kurslara katılanlara günlük yevmiye olarak 61 TL ödenecek. Kadınlarımızın sanayi kuruluşlarında iş gücüne katılımının sağlanması için bazı teşvikler getirdik ve çocuklarının kreşlerde kalması için ayda 400 TL yardım yapılacak. Bu yıl istihdam rakamları daha yukarıya çıkacak” şeklinde konuştu.

Uzunkaya açıklamasında, Türkiye’de İŞKUR bünyesinde 7 bin 500 kişinin çalıştığını, Avrupa ülkelerinde bu rakamın 10 katı olduğunu ancak aynı verimliliği gösteremediğini belirterek “Bu yıl kadın, gençlerimiz, madde bağımlıları ve engellilere daha çok ağırlık vereceğiz” ifadelerini kullandı.

Kaynak: AA

9 Kasım 2017 Perşembe

Başbakan Yıldırım'dan 10 Kasım mesajı

Başbakan Binali Yıldırım, "Cumhuriyetimizin ilanıyla birlikte, milli iradenin hakimiyetini, adaletin tesisini, insan hak ve özgürlüklerinin muhafazasını ve çoğulcu demokratik prensiplerin eksiksiz uygulanmasını ülkemiz için hedef gösteren Atatürk, milletimizi bu idealler etrafında birleştirmiştir. Atatürk, doğunun dinamikleri ile batının dengelerini çatışmadan uzak, barışçı bir üslupla harmanlayarak, ülkemizin modern dünyayla bütünleşmesini, değişim ve dönüşümünü sağlamıştır." ifadelerini kullandı.Başbakanlık Basın Müşavirliğinden yapılan açıklamaya göre, Yıldırım, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün vefatının 79. yılı dolayısıyla mesaj yayımladı.Yıldırım, Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete irtihalinin 79.yıl dönümünde minnet ve şükranla yad ettiklerini belirtti.Mesajında ülkeyi işgal etmek isteyen güçlere karşı destansı bir istiklal mücadelesi veren milletin Atatürk'ün önderliğinde kazandığı zaferlerle, dünyadaki pek çok bağımsızlık mücadelesine ilham kaynağı olduğuna işaret eden Yıldırım, "Cumhuriyetimizin ilanıyla birlikte, milli iradenin hakimiyetini, adaletin tesisini, insan hak ve özgürlüklerinin muhafazasını ve çoğulcu demokratik prensiplerin eksiksiz uygulanmasını ülkemiz için hedef gösteren Atatürk, milletimizi bu idealler etrafında birleştirmiştir. Atatürk, doğunun dinamikleri ile batının dengelerini çatışmadan uzak, barışçı bir üslupla harmanlayarak, ülkemizin modern dünyayla bütünleşmesini, değişim ve dönüşümünü sağlamıştır." ifadesini kullandı.Başbakan Yıldırım, mesajında, şunları kaydetti:"Cumhuriyetin 94. yılına erişen ülkemiz istikrar içinde güçlenmeye, büyümeye ve demokrasinin standartlarını her geçen gün yükseltmeye devam etmektedir. O'nun 'en büyük eserim' dediği Türkiye Cumhuriyeti, bugün dünyada sözü dinlenen, dostluğu aranan ve uluslararası sorunların çözümünde aktif rol üstlenen yüksek itibara sahip bir ülkedir. Hükümetimiz de bu itibarla cumhuriyetimizi ve demokrasimizi güçlendirmek için azami gayret sarf etmektedir.Vefatının yıl dönümü vesilesiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve istiklal mücadelemizin bütün kahramanlarına bir kez daha Allah'tan rahmet diliyor, aziz şehitlerimizi, gazilerimizi ve bütün ecdadımızı şükranla anıyorum." 

23 Temmuz 2017 Pazar

Sağlık Bakanı Darp Edilen Hekimleri Aradı

"SAĞLIK ÇALIŞANLARINA KARŞI YAPILAN BU SALDIRILARI KINIYORUZ" 

SAĞLIK Bakanı Ahmet Demircan, Bitlis ve Sakarya'da darp edilen iki hekimi telefonla arayarak geçmiş olsun dileğinde bulundu. Hekimlerin şiddete maruz kalmasını kınayan Demircan, "Bitlis ve Sakarya'da iki hekimimizin darp edilerek şiddete maruz kalması hepimizi derinden üzmüştür. Uğradıkları menfur saldırı sonucu çok üzgün olan iki meslektaşımı arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulundum. Sağlık çalışanlarımızın arkalarında olduğumuzu bilmelerini isterim. Sağlık çalışanlarına karşı yapılan bu saldırıları kınıyoruz. Adli makamlara intikal eden bu vakaları yakından takip ettiğimizin de bilinmesini isteriz" dedi. 

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, Bitlis ve Sakarya'da iki hekimin darp edilmesine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bitlis ve Sakarya'da iki hekimimizin darp edilerek şiddete maruz kalması hepimizi derinden üzmüştür. Uğradıkları menfur saldırı sonucu çok üzgün olan iki meslektaşımı arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulundum. Sağlık çalışanlarımızın arkalarında olduğumuzu bilmelerini isterim. Sağlık hizmeti veren hekimlerimiz ve sağlık görevlilerimiz kutsal bir görevi yerine getirmektedirler. Böylesine kutsal bir görevi yerine getiren, şifa dağıtan ellere karşı yapılan her türlü şiddet uygulaması asla kabul edilebilir değildir. Sağlık çalışanlarımız fedakârca sağlık hizmetini verirlerken arkalarında sağduyulu vatandaşlarımız, Sağlık Bakanlığı, hükümet ve yasaların olduğunu bilmedirler. Sağlık çalışanlarına karşı yapılan bu saldırıları kınıyoruz. Adli makamlara intikal eden bu vakaları yakından takip ettiğimizin de bilinmesini isteriz. Şiddete maruz kalmış olan başta doktorlarımız olmak üzere bütün sağlık çalışanlarımıza geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum." 

10 Temmuz 2017 Pazartesi

TOKİ aleyhine 2 yılda 4 bin 793 dava açılmış

Toplu Konut İdaresi (TOKİ), yaptığı konutlarını zamanında teslim edememesi ve kusurlu-eksik işler yapması nedeniyle binlerce yurttaşa milyonlarca lira tazminat ödemeye mahkum oldu. CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in Başbakan Binali Yıldırım tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığına sunduğu soru önergesini Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli yanıtladı.

4 BİN 793 DAVA T24’ün haberine göre, Gürer'in, “TOKİ aleyhine 2015 ve 2016 yıllarında açılan toplam dava sayısı ne kadardır?” sorusuna, Başbakan Yardımcısı Canikli, 2015 yılında 2 bin 746 adet, 2016 yılında ise 2 bin 47 adet olmak üzere toplam 4 bin 793 dava açıldığı yanıtını verdi. Canikli, geç teslim, kusurlu ve eksik işler nedeniyle 2015 yılında 10 milyon 497 bin 915 TL, 2016 yılında ise 8 milyon 137 bin 525 TL olmak üzere davacılara toplam 18 milyon 635 bin TL tazminat ödendiğini açıkladı.

DAVA SAYISI AZALMADAN DEVAM ETTİ Sayıştay'ın TOKİ için hazırladığı 2014 yılı denetim raporu ve Canikli’nin son iki yıl için verdiği bilgilere göre, TOKİ’ye açılan dava sayısı ve ödenen tazminat tutarı azalmadan sürdü. Sayıştay Raporu’nda, 2010 yılında 20,7 milyon TL, 2011 yılında 54,4 milyon TL, 2012 yılında 35,4 milyon TL, 2013 yılında 13,8 milyon TL, 2014 yılında 5,8 milyon TL olmak üzere toplam 130,1 milyon TL'ye ulaştığı belirtilerek, yetkililer uyarılmıştı. Nurettin Canikli'nin verdiği son bilgilere göre, son altı yıl içerisinde toplamda davacılara 148 Milyon 735 bin TL tazminat ödendi.  

10 Nisan 2017 Pazartesi

Oy kullanırken dikkat! haberi - Son Dakika Güncel Haberler

Pusulanız yırtık değilse ve üzerinde herhangi bir işaret yoksa sırada oy kullanmak var.

Sandığa zarfı atmadan önce oyunuzun geçerli olup olmadığına da dikkat etmeniz gerekiyor.

SOSYAL MEDYA YALANLARINA YANIT

Bu arada Yüksek Seçim Kurulu da sosyal medyada dolaşan "Tercih Mührünü Evet ya da Hayır yazısı üzerine bastığınızda oyunuz iptal olur" iddialarına yanıt verdi.

YSK,  "Son günlerde özellikle sosyal medyada seçmenlerin Halkoylamasında “TERCİH” mührünü oy pusulasında “EVET” veya “HAYIR” yazılarının üzerine basmamaları gerektiği yoksa oyların geçersiz sayılacağı yönünde asılsız ve yanlış haberler dolaşmaktadır. Birleşik oy pusulasında “EVET” için beyaz, “HAYIR” için kahverengi bölümler ayrılmıştır. ”TERCİH” mührünün bu bölümlerden sadece birine - yazının üstüne de denk gelse -  basılması yeterlidir" ifadeleiri kullandı.

 

Haberdata.com Güncel Son Dakika Haberleri